Şimdiye Dek "Neden İzlemedim" Dedirten Filmler !!
-Efsane Filmler Serisi-
1. The Shawshank Redemption - Esaretin Bedeli (1994 - USA)
Yönetmen: Frank Darabont
Tür: Drama - Suç

Andy Dufresne karısını öldürmek suçuyla yargılanan başarılı bir bankacıdır. Sorun şu ki, karısını öldürüp öldürmediğini o gece sarhoş olduğu için kendisi dahi hatırlamamaktadır. Bu suçla hüküm giyen Dufresne için zorlu hapishane hayatı başlar. Yeni arkadaşlıklar, düşmanlıklar ve hapishane yönetimi üçgeninde umudunu korumanın ve azmin hikayesini anlatıyor Shawshank Redemption.
Umudun ne kadar önemli olduğunu bu filmde bir kez daha görüyoruz. Ve insanların ne kadar insanlıktan çıktıklarını... Tüm bunların yanında en dipte dahi olsa hala kendini başkalarının mutluluğu ile mutlu edebilen insanların var olabildiğine tanık oluyoruz..
2.Forrest Gump (1994 - USA)
Yönetmen: Robert Zemeckis
Tür: Drama - Romantik
Dünyaya Forrest Gump’ın gözleriyle baktıktan sonra bir daha hiç bir şey aynı olmayacak. Öykümüz düşük I.Q. sahibi Forrest Gump’ın yaşamını ve hayatının aşkı olan Jenny ile tanışmasını anlatıyor. Film boyunca, Gump’ın aralarında Elvis Presley, Kennedy ve Nixon'ın da olduğu tarihsel kişilerle kaza eseri tanışmasını 50'lerden 70'lerin sonuna kadar gelen bir süre zarfını izliyoruz. Gump tamamen tesadüf olarak Vietnam Savaşına ve Amerikan yakın tarihinin önemli olaylarına şahitlik ediyor ve hatta rol alıyor. Ancak bilmeden yaptıklarının ne kadar önemli sonuçları olduğundan da bihaber durumunda.
Buna ne şansı denir bilinmez ama Forrest Gump'ın şansız görünen en şanslı insan olduğunu söyleyebiliriz. Adamın film boyunca koşarak tüm işlerin içinden çıktığını görünce koşuya siz de ilgi duyabilirsiniz ;)
3.Gattaca (1997 - USA)
Yönetmen: Andrew Niccol
Tür: Bilim Kurgu - Drama - Romantik
Çok da uzak olmayan bir geleceği anlatan Gattaca, Vincent Freeman adındaki bir adamın kötü sağlık koşullarına rağmen idealine ulaşmak için tavizsiz yürüyüşünün hikayesi. Bu toplumda artık gen havuzundan en iyi genler seçilerek mümkün olan en mükemmel insanların doğması sağlanmaktadır. Vincent bazı rahatsızlıklarla doğduktan sonra geliştirilen bu teknoloji Vincent ve Vincent gibilerin önemli işler bulmasına engel olmaktadır. Vincent ise bu yasağı illegal yollarla aşmaya çalışıp, Titan gezegenine astronot olarak gitmek için elinden geleni yapacaktır.
İnsanın hayallerinden vazgeçmeyişinin müthiş hikayesi diyebiliriz bu filme. Çünkü bu vazgeçmeyiş er ya da geç başarıyı beraberinde getirecektir. Yaşamaya en başından 1-0 eksik başlatılan biri bile hayallerinden vazgeçmiyorsa bizler hiçbir zaman vazgeçmemeliyiz !
4.Truman Show (1998 - USA)
Yönetmen: Peter Weir
Tür: Bilim Kurgu - Drama - Komedi
Truman Burbank, kartpostalları aratmayacak güzellikte bir adada yaşamaktadır. Bir işi, evi ve çok sevdiği karısı vardır. Ancak Truman dışında herkes tüm bunların düzmece olduğunu bilmektedir. Truman’ın yaşamı gerçek zannettiği bu stüdyolarda tam otuz yıl, 24 saat boyunca ccanlı olarak bütün dünyaya yayınlanmaktadır. Truman bundan hiç şüphelenmemiştir, ta ki öldü zannettiği babasını bir gün caddeden geçen figüranlar arasında görünceye kadar... Alacakaranlık Kuşağı adlı kült televizyon dizisinin bir bölümünden esinlenerek yaratılan Truman Show, Batı dünyasında on yıllardır süregelen toplumsal eleştirilere bir örnek olarak yerini alıyor. Peter Weir'in filminde söylemeye çalıştıkları ve Truman'ın trajedisi, kimi zaman beklendiği üzere gözlerinizi doldurmasa da, başı ve sonu olan eli yüzü düzgün bir Jim Carrey filmine kim hayır diyebilir?
Tabi ki filmden sonra insan ister istemez kendini Truman'ın yerine koyuyor. Ve öyle bir yaşamın onun için seçilmiş olması, kendisinin hiç bir söz hakkı olmadığı gibi tüm bunların kendinin kararı olduğunu zannetmesi de ayrı bir trajedi. Kimsenin ona dayatıldığı sözde izole edilmiş mutlu yaşamı yaşamaya zorlanmasını kabul edeceğini zannetmiyorum. İnsan dediğimiz varlık koşul ne olursa olsun her daim özgürlüğü seçecektir..
Tabi ki filmden sonra insan ister istemez kendini Truman'ın yerine koyuyor. Ve öyle bir yaşamın onun için seçilmiş olması, kendisinin hiç bir söz hakkı olmadığı gibi tüm bunların kendinin kararı olduğunu zannetmesi de ayrı bir trajedi. Kimsenin ona dayatıldığı sözde izole edilmiş mutlu yaşamı yaşamaya zorlanmasını kabul edeceğini zannetmiyorum. İnsan dediğimiz varlık koşul ne olursa olsun her daim özgürlüğü seçecektir..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder